1 ay kaldı, 15 gün kaldı, 5 gün kaldı derken, düğün geçti bitti üstüne 16 gün bile geçti... Geçen hafta balayı dönüşü rehabilitasyondaydım, bu hafta rehabilite oldum sayılır :) Maalesef üstüne uzuuunnn bir zaman geçmiş gibi geliyor şimdi, geçen hafta her saniyeyi fotoğraflara bakmakla geçirmiştim şimdi tam durulmuş gibiyken, bu akşam düğün fotoğrafçımız Bora'yla buluşacağız ve eminim onun çektiği karelere dalıp gidicem önümüzdeki bir kaç gün de...
Bu yazıyı düğün hikayemi kendim anlatmak için yazıyorum... Hikayenin temelleri uzun zaman öncesine dayanıyor, 5 senedir birlikte olduğum eşimle evlenmeye karar vereli de bayağı uzun bir zaman oldu, 2.5 seneden fazlaca... Son 6 ayımı da düğün telaşı içinde geçirdim, hatta araya bir de tez bitirme işi girince bi ara oldukça gerilmiştim. Ama tez bittikten sonra kendimi tam gaz düğün ve evle ilgili detaylara verdim... Elimde 2 senedir tuttuğum ve sayfaları sürekli dolan not defterim, ve bu defterin içine artık sığmayacaklarını anlayıp aldığım kartvizitleri koyduğum defterim ile bir o yana bir bi yana koşturup, sürekli çeşitli kişiler ile telefonda konuştuğum bir dönem geçirdim... Aslında bence oldukça zevkliydi, bazen yetiştiremeyeceğim korkusu sarsa da, yine de dur durak bilmeden yapılacaklar listeri oluşturup, yanlarına tikler atarak geçirdim bu dönemi...
Bu dönemde anladım ki ben aslında ev eşyası almayı, düğün detayları planlamayı çok seviyorum... ve herkesle bunları paylaşmak istiyorum...
İlk olarak gelinliğimi aldım, aynı tarihlerde düğün yerini ayarladık, yine aynı tarihlerde de balayını araştırıp karar vardim... Bu Kasım sonu, yani yaklaşık düğünden 5 ay öncesine denk geliyor... Belki balayı için çok acele etmek gerekmezdi ama ben booking.com'dan bakarken gitmek istediğimiz yerde bazı oteller dolmuştu bile... Ev tutma ve eşya telaşından bahsetmeyeceğim, neyseki onlarda da hiç kararsız kalmadık hızlıca hallettik bir çok şeyi... Ama alınacak kalem çoook olduğu için onlar da bayağı uzun haftaları alıyor... Neyse bu arada yapmayı planladığım bir bekarlığa veda partisi ve kına gecesi vardı, kına konusunda çok kararlı değildim açıkçası, yani en kötü evde yaparız annemlerle diye düşünüyordum... Bekarlığa veda için mekan olarak, 1 hafta öncesinde "Komşu" diye karar verdik... O gece için yanımızda çok eğlenceli oyuncaklarımız da vardı, tavşan kız kostümleri, bana beyaz diğer arkadaşlarıma pembe duvaklar, prenses tacım vs... Ayrıca kızların da bana sürprizleri oldu, büstiyer şeklinde kocaman bir karta hepsi benim için birşeyler yazdı bir de hediyeleri vardı, onun için de çok çok teşekkür edeyirum hepsine... Evde en çok heyecanı o gün hissettim, komik, halbuki hepsi yakın arkadaşım olan 8 kişiyleydik sadece... Öncesinde annemle "hamama gidemedik bari saunaya gidelim" diyerek gittiğimiz sauna ve sonrasında zar zor yetiştirilen saçlar, havanın soğuması üzerine planlanan elbise yerine ne giyeceğimi bilememe gibi bazı sendromları aştıktan sonra, o gün için aldığım beyaz elbiseyi giydim en sonunda... süper gergin bir şekilde yola düştük, annişim beni bıraktı sağolsun, o da bu arada teyzeme gitti beni beklemek için :) O gece (gereksiz yere) biraz gergin başlasa da çok çok keyifli, eğlenceli geçti... Kız kıza en çok eğlendiğim akşamdı herhalde... O akşam bana prova oldu resmen, düğünden bir hafta önceki cumartesiydi... Sonrasında Salı günü, eve yakın olması açısından cok avantajlı olan Wishes'ta kına gecesi yaptık... Herhalde elimi en az sürdüğüm gece o geceydi... Müzikler, süsleme, yiyecek, içecek, fotoğraf hiç bir şeye karışmadım, ben elbisemi aldım, saçımı yaptırdım ve nerdeyse misafirlerle aynı saatte salona gittim :) (Mekan eve yakın olunca insanda bir rahatlık oluyor :)) Aa bu arada haksızlık etmiyim bir de Gamzoşumun Fatih'i sayesinde çok tatlı kına davetiyelerim oldu, ben kitap ayracı ve gelin silüetinde bir şeyler olmasını istiyordum, Fatih de benim için çizdi, babacığım da bastırdı, davetiyelerimiz de olmuş oldu :)) Kına'da giyeceğim elbiseyi bile 1 haftadan az süre kala aldım (çünkü aslında var olan başka bir elbisemi giymeyi düşünüyordum, sonra fikir değiştirdim) kına kaftanını da Sedişten aldım, Esin de mumların konduğu süslü tasları getirdi her şey beklediğimden de güzel oldu, yine kız kıza eğlendik, Wishes da çok güzel iş çıkardı :)
Gelelim 23 Nisan'a... Bekarlığa vedaydı, kınaydı derken ben heyecanımın çoğunu tüketmiştim zaten... Hava güzel olsun diye dua ediyordum sadece, olmazsa diye de kendimi hazırlıyordum çünkü önceki 2 hafta deli gibi yağmur vardı, kına gecemde de :) Bu arada evimiz kalabalık, halamlar ve yengem benim eşyalarımı yeni eve taşımak için yardım ediyorlar ama bu aynı zamanda bende evden gitme travması yaratıyor, benim eşyalarımı benim evimden başka bi yere götürüyorlarmış gibi... Son hafta, geceleri hep annemle yattık, o da üzgündü hep ben gidiyorum diye...
Bir önceki gece 01:30 gibi yatıp, 23 Nisan sabahı 7'de kalktım yataktan, annemlerle güzel bir kahvaltı derken o sırada Buraklar geliyor, Burak, Tubiş, Beni ve Mustafa... Onları da kahvaltıya dahil ediyoruz sonra biz çıkıyoruz kuaföre... Sabah 8'de kuafördeyiz, Burak da benim kuaförümün erkek kısmında oluyor traşını, zaten kuaförde bizi Bora karşılıyor, Bora Uçak, herkese tavsiye edebileceğim bir fotoğrafçı, bizi hiç germeden, sıkmadan her anımızı çekiyor... Sonra kuaförden Burak erken çıkıyor eve gidip hazırlanmak için, benim saçım bitince biz de annemle çıkıyoruz, eve gidiyorum, orada biraz gergindim işte... giyinmeye çalışıyorum, bir yandan da gecikmekten korkuyorum... Evde Burakları beklerken de geriliyorum biraz, çok sevgili büyük ailemin yanında birazcık gergin mi duruyorum ne.. Neyse herşey adetlerde olduğu gibi, beni içerdeki odaya saklıyorlar damat ve ailesi geldiğinde... Onlar da davul zurnayla giriyorlar siteye, kapıya geliyorlar, evde tatlı bir telaş, herkesten farklı sesler, büyük halam "zordur almak bizden kızı" diyor hep, neyse sonunda tutulan kapılar açılıyor, Burağı görüyorum karşımda... :) O sırada babam elimden tutuyor, arabaya kadar beni o götürüyor, bu arada babam, annem, kardeşim hepsi ağlıyor, bense çok anlamıyorum o gün neden ağladıklarını (ta ki balayından dönüşte annemlere gidip oradan kendi evimize gitmek için evden çıkana kadar) ... Onların ağladığını görünce benim de gözlerim doluyor, damat ise davul zurnayla oynuyor habire... ben artık gecikeceğiz korkusuyla biran evvel çıkmak istiyorum, çünkü daha fotoğraf çekileceğiz ODTÜ'de ve sonra nikaha yetişeceğiz... Yolda trafik var, gıdım gıdım ilerliyor, neyse sıkmıyorum canımı, Burak'ın kuzeni de şoförümüz... araba da geniş, rahat rahat gidiyoruz... ODTÜ'ye varınca Burak KKM'ye gidelim diyor, iyiki de gidiyoruz, tam bir bahar havası dışarda, yağmur yok, ağaçlar çiçeklerini açmış, her yer yemyeşil, mutlu oluyorum birden.. yine uçan balonlarımız dantel şemsiye ve yelpazem eşliğinde süper fotoğraflar çekiliyoruz orada... Bora'ya tekrardan teşekkür ederiz... Oradan tam zamanında çıkıp trafiğe yakalanmadan Atakule'ye varıyoruz... Bu arada çok acıkmış durumdayım ve bu beni biraz geriyor... Neyse açlığımızı Mustafa'nın Kentucky'den aldığı tavuklarla bastırıp, nikah için hazırlanıyoruz, benim rujumun kimin çantasında kaldığı telaşı oluyor bu sefer, Yelizdeymiş, o getiriyor, sürüyorum neyseki :)) Sonra çıkıyoruz PM's Love song eşliğinde salondaki misafirlerin karşısına... tatlı bir an... tanıdıklarla göz göze gelmeye çalışıyorum, gülümsüyorum onlara... "Evet"ler geliyor, imzayı atıyoruz...
Bu yazıyı düğün hikayemi kendim anlatmak için yazıyorum... Hikayenin temelleri uzun zaman öncesine dayanıyor, 5 senedir birlikte olduğum eşimle evlenmeye karar vereli de bayağı uzun bir zaman oldu, 2.5 seneden fazlaca... Son 6 ayımı da düğün telaşı içinde geçirdim, hatta araya bir de tez bitirme işi girince bi ara oldukça gerilmiştim. Ama tez bittikten sonra kendimi tam gaz düğün ve evle ilgili detaylara verdim... Elimde 2 senedir tuttuğum ve sayfaları sürekli dolan not defterim, ve bu defterin içine artık sığmayacaklarını anlayıp aldığım kartvizitleri koyduğum defterim ile bir o yana bir bi yana koşturup, sürekli çeşitli kişiler ile telefonda konuştuğum bir dönem geçirdim... Aslında bence oldukça zevkliydi, bazen yetiştiremeyeceğim korkusu sarsa da, yine de dur durak bilmeden yapılacaklar listeri oluşturup, yanlarına tikler atarak geçirdim bu dönemi...
Bu dönemde anladım ki ben aslında ev eşyası almayı, düğün detayları planlamayı çok seviyorum... ve herkesle bunları paylaşmak istiyorum...
İlk olarak gelinliğimi aldım, aynı tarihlerde düğün yerini ayarladık, yine aynı tarihlerde de balayını araştırıp karar vardim... Bu Kasım sonu, yani yaklaşık düğünden 5 ay öncesine denk geliyor... Belki balayı için çok acele etmek gerekmezdi ama ben booking.com'dan bakarken gitmek istediğimiz yerde bazı oteller dolmuştu bile... Ev tutma ve eşya telaşından bahsetmeyeceğim, neyseki onlarda da hiç kararsız kalmadık hızlıca hallettik bir çok şeyi... Ama alınacak kalem çoook olduğu için onlar da bayağı uzun haftaları alıyor... Neyse bu arada yapmayı planladığım bir bekarlığa veda partisi ve kına gecesi vardı, kına konusunda çok kararlı değildim açıkçası, yani en kötü evde yaparız annemlerle diye düşünüyordum... Bekarlığa veda için mekan olarak, 1 hafta öncesinde "Komşu" diye karar verdik... O gece için yanımızda çok eğlenceli oyuncaklarımız da vardı, tavşan kız kostümleri, bana beyaz diğer arkadaşlarıma pembe duvaklar, prenses tacım vs... Ayrıca kızların da bana sürprizleri oldu, büstiyer şeklinde kocaman bir karta hepsi benim için birşeyler yazdı bir de hediyeleri vardı, onun için de çok çok teşekkür edeyirum hepsine... Evde en çok heyecanı o gün hissettim, komik, halbuki hepsi yakın arkadaşım olan 8 kişiyleydik sadece... Öncesinde annemle "hamama gidemedik bari saunaya gidelim" diyerek gittiğimiz sauna ve sonrasında zar zor yetiştirilen saçlar, havanın soğuması üzerine planlanan elbise yerine ne giyeceğimi bilememe gibi bazı sendromları aştıktan sonra, o gün için aldığım beyaz elbiseyi giydim en sonunda... süper gergin bir şekilde yola düştük, annişim beni bıraktı sağolsun, o da bu arada teyzeme gitti beni beklemek için :) O gece (gereksiz yere) biraz gergin başlasa da çok çok keyifli, eğlenceli geçti... Kız kıza en çok eğlendiğim akşamdı herhalde... O akşam bana prova oldu resmen, düğünden bir hafta önceki cumartesiydi... Sonrasında Salı günü, eve yakın olması açısından cok avantajlı olan Wishes'ta kına gecesi yaptık... Herhalde elimi en az sürdüğüm gece o geceydi... Müzikler, süsleme, yiyecek, içecek, fotoğraf hiç bir şeye karışmadım, ben elbisemi aldım, saçımı yaptırdım ve nerdeyse misafirlerle aynı saatte salona gittim :) (Mekan eve yakın olunca insanda bir rahatlık oluyor :)) Aa bu arada haksızlık etmiyim bir de Gamzoşumun Fatih'i sayesinde çok tatlı kına davetiyelerim oldu, ben kitap ayracı ve gelin silüetinde bir şeyler olmasını istiyordum, Fatih de benim için çizdi, babacığım da bastırdı, davetiyelerimiz de olmuş oldu :)) Kına'da giyeceğim elbiseyi bile 1 haftadan az süre kala aldım (çünkü aslında var olan başka bir elbisemi giymeyi düşünüyordum, sonra fikir değiştirdim) kına kaftanını da Sedişten aldım, Esin de mumların konduğu süslü tasları getirdi her şey beklediğimden de güzel oldu, yine kız kıza eğlendik, Wishes da çok güzel iş çıkardı :)
Gelelim 23 Nisan'a... Bekarlığa vedaydı, kınaydı derken ben heyecanımın çoğunu tüketmiştim zaten... Hava güzel olsun diye dua ediyordum sadece, olmazsa diye de kendimi hazırlıyordum çünkü önceki 2 hafta deli gibi yağmur vardı, kına gecemde de :) Bu arada evimiz kalabalık, halamlar ve yengem benim eşyalarımı yeni eve taşımak için yardım ediyorlar ama bu aynı zamanda bende evden gitme travması yaratıyor, benim eşyalarımı benim evimden başka bi yere götürüyorlarmış gibi... Son hafta, geceleri hep annemle yattık, o da üzgündü hep ben gidiyorum diye...
Bir önceki gece 01:30 gibi yatıp, 23 Nisan sabahı 7'de kalktım yataktan, annemlerle güzel bir kahvaltı derken o sırada Buraklar geliyor, Burak, Tubiş, Beni ve Mustafa... Onları da kahvaltıya dahil ediyoruz sonra biz çıkıyoruz kuaföre... Sabah 8'de kuafördeyiz, Burak da benim kuaförümün erkek kısmında oluyor traşını, zaten kuaförde bizi Bora karşılıyor, Bora Uçak, herkese tavsiye edebileceğim bir fotoğrafçı, bizi hiç germeden, sıkmadan her anımızı çekiyor... Sonra kuaförden Burak erken çıkıyor eve gidip hazırlanmak için, benim saçım bitince biz de annemle çıkıyoruz, eve gidiyorum, orada biraz gergindim işte... giyinmeye çalışıyorum, bir yandan da gecikmekten korkuyorum... Evde Burakları beklerken de geriliyorum biraz, çok sevgili büyük ailemin yanında birazcık gergin mi duruyorum ne.. Neyse herşey adetlerde olduğu gibi, beni içerdeki odaya saklıyorlar damat ve ailesi geldiğinde... Onlar da davul zurnayla giriyorlar siteye, kapıya geliyorlar, evde tatlı bir telaş, herkesten farklı sesler, büyük halam "zordur almak bizden kızı" diyor hep, neyse sonunda tutulan kapılar açılıyor, Burağı görüyorum karşımda... :) O sırada babam elimden tutuyor, arabaya kadar beni o götürüyor, bu arada babam, annem, kardeşim hepsi ağlıyor, bense çok anlamıyorum o gün neden ağladıklarını (ta ki balayından dönüşte annemlere gidip oradan kendi evimize gitmek için evden çıkana kadar) ... Onların ağladığını görünce benim de gözlerim doluyor, damat ise davul zurnayla oynuyor habire... ben artık gecikeceğiz korkusuyla biran evvel çıkmak istiyorum, çünkü daha fotoğraf çekileceğiz ODTÜ'de ve sonra nikaha yetişeceğiz... Yolda trafik var, gıdım gıdım ilerliyor, neyse sıkmıyorum canımı, Burak'ın kuzeni de şoförümüz... araba da geniş, rahat rahat gidiyoruz... ODTÜ'ye varınca Burak KKM'ye gidelim diyor, iyiki de gidiyoruz, tam bir bahar havası dışarda, yağmur yok, ağaçlar çiçeklerini açmış, her yer yemyeşil, mutlu oluyorum birden.. yine uçan balonlarımız dantel şemsiye ve yelpazem eşliğinde süper fotoğraflar çekiliyoruz orada... Bora'ya tekrardan teşekkür ederiz... Oradan tam zamanında çıkıp trafiğe yakalanmadan Atakule'ye varıyoruz... Bu arada çok acıkmış durumdayım ve bu beni biraz geriyor... Neyse açlığımızı Mustafa'nın Kentucky'den aldığı tavuklarla bastırıp, nikah için hazırlanıyoruz, benim rujumun kimin çantasında kaldığı telaşı oluyor bu sefer, Yelizdeymiş, o getiriyor, sürüyorum neyseki :)) Sonra çıkıyoruz PM's Love song eşliğinde salondaki misafirlerin karşısına... tatlı bir an... tanıdıklarla göz göze gelmeye çalışıyorum, gülümsüyorum onlara... "Evet"ler geliyor, imzayı atıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder