3 Ekim 2011 Pazartesi

zaman

Son zamanlarda, 1 günde 24 saatin yeterli olmadığını düşünmeye başladım... Ben mi verimli kullanamıyorum acaba? Ama gerçekten yapmak istediğim bir sürü şey var ve ben hiç birini sakinlik içinde yapamıyorum... Bir kere zaten çalışıyor olmak gerçekten insanın çok zamanını alıyor, hele bir de işler yoğun olup da fazla mesaiye kalırsam hiç birşey anlamıyorum geçen zamandan!!

Oysaki yapmak istediğim çok şey var, yemek, pasta vs. yapıp yorulmamak, arkadaşlarımı eve toplayıp keyif yapmak, partiler organize etmek, daha çok baby shower, daha çok bekarlığa veda vs. partisi yapmak, sonra fotoğraf çekmek istiyorum... Ve sonra düşünüyorum da aslında hayatta insanın herşeyi yapmaya zamanı yok.

Santorini'de neler yaptık...

Bu yaz arkadaşlarımızla yaz tatilimizi yunan adalarında geçirmeye karar verdik. Önce tekne gezisi mi yapsak yoksa cruise mu derken, kendimiz gitmeye karar verdik... İlk başta rotamız Santorini ve Mikanos idi daha sonradan Bodrum üzerinden feribot ile gitmeye karar verince sadece Santorini'ye gitmeye karar verdik.

Biz gruba 1 gün sonra Santorini'de katıldık. Santorini'ye Bodrum-Kos-Santorini arasında feribot ile gidilebiliyor. Bodrum'dan Kos'a kalkan feribotlar gidiş dönüş 20-25 Euro, Kos-Santorini ise tek yön 30 Euro.

Santorini ters C şeklinde bir ada, volkanik bir ada ve milattan önce 1400 civarlarında gerçekleşen bir volkanik patlama ile ada bu şekli almış... Adanın batısı, yani bu ters C'nin içini gören kısım Caldera olarak adlandırılıyor. Burası dik yamaçlardan oluşan kısım... Doğu tarafı ise düz ve değişik plajlardan oluşuyor.

Biz rezervasyonumuzu booking.com üzerinden yaptık. Daha sonra adaya ulaştığımızda, limandan kalkan otobüslerle Fira merkeze geldik. Otelimiz de otobüs istasyonuna 5 dk ve Fira'nın eğlence merkezine de 3 dk yürüme mesafesindeydi... Küçük, pansiyon tipinde bir otel... Aslında ilk başta Fira merkezde kalmanın çok iyi olmayacağını düşünsem de, araba kiraladıktan sonra gündüz denize gitmek hiç zor olmadı, gece de Fira'da istediğimiz gibi eğlendik...

Yemekler konusunda yunan mutfağı çok güzel, ve tahmin edebileceğiniz üzere türk mutfağına da çok yakın ... Santorini'ye özgü domatesli köftelerden yedik, mmııhhhh nefislerdi gerçekten!! Adada deniz ürünleri de çok lezzetli ve hepsi de güzel pişiriliyor. Kaldığımız süre boyunca 2 akşam balıkçıya gittik, ilki Akrotiri'de, deniz fenerine doğru giderken yolun sonuna doğru pek turistik olmayan bir restoran, ikincisi ise Oia'nın limanı Ammoudi'deki  kırmızı sandelyeli balıkçı (adına bakmam lazım, unuttum ama bir kadın ismiydi ve o kadın da restoranın sahibi) ... İşte bu ikincisi hem ortam hem de enfes meze, balıklarıyla gönlümüzü fazlasıyla fethetti... Domates köfteleriyle uzoları devirdiğimiz, tazecik kalamarları hüplettiğimiz bu restoranı kesinlikle öneririm. Bu arada restorana gitmek için ya Oia'da güneş batımının en güzel izlendiği yerlerden biri olan kalenin oradan aşağıya inen merdivenleri takip edeceksiniz, (ki bu merdivenler direkt restoranın oraya iniyor) ya da merdivenlerden inmek bir nebze ama nasıl çıkarız diye haklı bir endişeniz var ise arabayla gelmek de 2. yol... Gündüz bu merdivenlerde eşeklerle de iniş çıkışınızı yapabilirsiniz. Bunun haricinde sabah kahvaltınızı fırınlardaki nefis sandviçler, börekler, poğaçalar ile yapın, ve deee Fira merkezdeki pizzacının bağımlılık yapan margarita pizzası ile hemen yan dükkandaki souvlaki'yi de kesin deneyin!!

Plajlar arasında biz özellikler Perissa'yı beğendik, burada da JoJo Beach... Fazla popüler bir mekan ama yine de eğlenceli bir yer, plaj siyah kum, deniz de hemen derinleşiyor, o yüzden daha çok gençler var çocuklu aileler pek tercih etmiyor. Kamari de Perissa'ya benziyor, plaj boyunca sıralanmış restoranlar ve her biri de plaj tarafındaki şezlonları işletiyorlar, kum taneleri Perissa'dan biraz daha büyükçe... Ayrıca adadaki plajlardan bahseden her yerde adı geçen Red Beach, hımm buraya gitmek daha zahmetli (arabaları parkettikten sonra 10 dk taşların tepelerinde bir yürüyüş) ve gittikten sonra ne bir duş ne de doğru düzgün bir şezlong var, yani gittik gördük ama bir daha gitmeye değmez!

Oia, yani ia, çok şirin çok tatlı, zaten en çok mimarisi etkiliyor insanı, dar ve dönemeçli sokaklar, mavi kubbeli kiliseler, şirin restoranlar, hepsi de yamaca kurulmuş, ve uca doğru geldikçe güneşin batışını izlemeye gelen yüzlerce insanla beraber merdivenlerde oturmak... Zaten adada sadece 1 yer görülecekse burası Oia olmalı... Immerovigli, Oia'ya benzer yapıların olduğu ama öyle cıvıl cıvıl bir merkezi olmayan bir kasaba, romantik otel tercihi buradan yapılabilir ama fazla sakin bir yer, Fira ise eğlencenin merkezi, barlar gece klupleri vs. Burada da dar sokaklar ve kalabalık Bodrum'u andırdı bize... Fira'da "Franco's" klasik müzik eşliğinde şezlongunuza uzanırken güneşi batırabileceğiniz bi yer.

Santorini yaz tatilini geçirmek için güzel bir ada ve sadece balayı çiftlerinden oluşmuyor... :)