29 Ağustos 2012 Çarşamba

Las Vegas

Malibu'dan yola çıktık ve 5-6 saat süren yolun sonunda kendimizi Las Vegas'ın ışıkları içinde bulduk. Yolu gece geçtiğimiz için, nasıl yerlerden geçtiğimize dair bir fikrim yok, zaten biz kızlar olarak arkada uyuma halindeydik çoğunlukla. Vegas'a gece girmek çok güzel aslında çünkü çok daha etkileyici ve gösterişli... Herbiri farklı temada olan oteller, ihtişamlarıyla tüm dünyadan turistleri kendilerine çekiyor.
Vegas'ta yapılacak en güzel şeyler otel gezmek, gece klüpleri, havuz partileri, tabi kumardan sonra :) ben çok büyük bir kumar fanı olmadığım için benim tecrübem bir kaç makinadaki bir kaç dolarlık eğlence oldu sadece... Ama kocam çok büyük olmasa da kazandı, bize de o parayı harcamak düştü :)
Bizim Vegas'ta en çok hoşumuza giden oteller Venetian ve Bellagio... Venetian, adından da anlaşılacağı üzere Venedik konseptinde yapılmış bir otel ve içinde Venedik kanalları ve hatta o kanallarda da goldolla gezinti var. Zaten çok büyük bir otel, içinde bir sürü restoran ve ünlü butikler var. Bellagio da konsept olarak Como gölünü seçmiş. Önünde bulunan devasa havuzunda akşam, her saat başı su gösterisi oluyor. Mirage da çok büyük ve ihtişamlı bir otel, Venetian ve Bellagio'ya göre daha eski ama klasiklerden. Bu otellerin yanında, Eiffel kulesinin olduğu Paris otel, veya Manhattan'ı inşa ettikleri Newyork Newyork otel sönük kalıyor. Otel gezmek de yorucu bir iş aslında.. Dışarıda hava 40 C derecenin üstünde ve her ne kadar oteller yanyana olsa da devasa olmalarından kaynaklı hepsine arabayla gittiğimizden, içerisi ile dışarısı arasındaki sıcaklık farkı ve yürümek bizi yordu.
Gece ise yine sıcak ama daha iyi bir hava var. Vegas'ın gece hayatı oldukça eğlenceli ama gitmeden önce programlara da bakmakta fayda var, örneğin bir çok club cuma ve cumartesi geceleri açık, internetten hepsinin programını öğrenmek mümkün... Biz Planet Hollywood içindeki club'a gittik, harikaydı diyemiyeceğim, gerçi biz de yorgunduk, kimsenin pek hali de yoktu. Gitmeden önce listeye eklediğim ama orada gitmediğimiz gece kulüpleri: LAX @Luxor Hotel, Jet @Mirage, Marquee @Cosmopolitain, Haze @Aria, TAO @Venetian ...
Bazı otellere ise hiç gidemedik, Wynn / Encore, Cosmopolitain, Aria ve Luxor. Bunlar daha yeni oteller olduğu için aslında merak da ediyordum ama artık ne zamanımız ne de halimiz kalmıştı :)
Biz girmedik ama gündüz yapılacak aktiviteler arasında havuz da var tabiki ... Benim listemdekiler: Hard Rock'ta pazar günleri havuz partisi varmış, Venetian'ındaki Tao Beach de güzelmiş...
Vegas'a gitmeden önce, Vegas için yaptığımız planda 1 günümüzü Grand Canyon'a ayırmak vardı aslında. Bu planı da gerçekleştiremedik, ama zaten Grand Canyon'un Vegas'a yakın olan West Rim kısmındansa, yaklaşık 5 saat uzaklıkta Arizona eyaleti sınırları içindeki South Rim National Park'ın çok daha güzel olduğunu yazmış herkes tripadvisor'da. Artık Grand Canyon South Rim'i başka bir maceraya bırakıyoruz :)
Vegas'tan ayrılmadan son günümüzü yine burdaki North Vegas Premium Outlet'te geçirdik. Bu sefer daha çok zaman harcasak da bize Camarillio'daki kadar keyif vermedi, aslında daha kompakt ve mağazalar sıra sıra, Camerillio'daki gibi 3 farklı adada değil ancak mağazaların içi düzeni, insan profili falan hepsi birleşince daha kalitesiz bir görüntü oluşmuş.
Bellagio

Venetian

Bellagio

Las Vegas

Mirage

Ceasar's Palace 

Bellagio

Vegas ile ilgili genel izlenimim: herkesin neden çölün ortasındaki vaha dediğini daha iyi anladım. Bu konuda amerikalıları çok başarılı buluyorum. Gerçekten çölün ortasında inanılmaz güzellikte yapılar inşa ederek ve içine kumarı da ekleyerek tüm dünyayı buraya çekmeyi başarıyorlar. Ama asıl sebep kesinlikle sadece kumar değil, çünkü Doğu yakasındaki Atlantic City'de de büyük oteller ve kumarhaneler olsa da Vegas gibi değil. Adamlar şehri markalaştırmışlar, ve insanların daha uzun kalmasını sağlamak için türlü showlar, gösteriler (Cirque du Soleil'in 5-6 showu burada oynuyor), gece hayatı, havuz partileri ve alışveriş merkezleri kurmuşlar. Vegas çılgın ve bir başarı sembolü.

LA, 3. ve 4. Günler

Los Angeles'taki önemli turistik aktivelerden biri Universal Stüdyoları... Aslında bir çok film stüdyosu, stüdyo turları gerçekleştiriyor, Warner Bros ve Paramount Pictures gibi... Ama Universal'ın farkı bu turu çok daha eğlenceli bir şekilde yapıyor olması... Bizim 5liden İsmail bir sinema hayranı ve Universal'a gitmek için aylar öncesinden planlar yapmaya başlamıştı zaten, ama biz hep kararsız kaldık. Tripadvisor'daki bazı yorumlar da kararsızlığımı perçinledi... gidelim, gitmeyelim, gidelim, gitmeyelim ikilemi içindeyken, en son sabah gitmeye karar verip hepberaber Universal'ın yolunu tuttuk, sonra kapıda baktık ki İsmail'deki gaz bizde yok, vazgeçtik :) ha iyi mi yaptık kötü mü yaptık bilemiyeceğim ama benim zaten theme parklara yönelik bir düşkünlüğüm olmadı.
Ekip olarak bölündük ve Universal'a gitmemeye karar verenler olarak, LA Downtown'u gezmeye karar verdik. Los Angeles aslında ilk kurulduğunda latin amerikalıların yaşadığı küçük bir şehirmiş, ve bu şehrin de doğuş yeri şehir merkezindeki Olvera Street. Burası çok da uzun olmayan bir sokak. Sokak'ta Meksikalıların sattığı hediyelik eşyalar dükkanları ve meksika restoranları var.Metroyla gidiyorsanız Union Station'a çok yakın. Biz Universal'dan buraya metroyla gittik. La Golondrina Restaurant'da da margaritalarımızı içtik, nefis nachoslarından yedik. Karnımızı doyurduktan sonra LA'ın şehir merkezinin sokaklarında dolaşmaya başladık. Burası gökdelenlerin, iş merkezlerinin bulunduğu kısım, ama nedense bize çok sakin geldi, haftaiçi olmasına rağmen Newyork'un aksine sokaklarda çok az insan vardı... Dolaşırken uzakta bir binanın tepesinde ağaçlı bir yer dikkatimizi çekti ve oraya gitmeye karar verdik. Perch, kendi deyişleriyle "an elevated resting place", gerçekten şehre tepeden bakan bir dinlenme mekanı. Çok güzel bir rooftop. Günümüzün en güzel kazanımı. Orada mükemmel manzara eşliğinde bir şeyler içmek süper bir keyif oldu bizim için. Bir de şansımıza "apéritif hour" için indirimli menüsünden faydalandık, daha da güzel oldu. Eğer LA Downtown'u görmek için ayırdığınız bir gününüz varsa, Perch'e de uğrayın derim.
LA'deki son günümüze Outlet'e giderek başladık, e tabi Amerika'ya gidilir de outlet'e gidilmez mi? :) Camarillio Outlet, Malibu'ya yakın bir yerde, bizim otelimizin bulunduğu Westwood bölgesine yaklaşık 50 dk civarıydı arabayla. İsmail çok alışveriş sevmediği için ve Malibu'yu da görmeden gitmek istemediğimiz için çok uzun saatler geçiremesek de yine de aslında 4-5 saat harcadık. İyi markaları Türkiye'ye göre çok çok ucuz fiyata almak hepimizi fazlasıyla cezbetti, kocacıımı da en başta.. Outletler başka bir yazının konusu olsun, ben Malibu ile devam edeyim. Malibu, hepimizin bir şekilde duyduğu bir yer, Malibu sahilleri, Malibu evleri, Malibu kokteyli :) Barbara Streisand'ın da evi burada. Biz tesadüfen komşusuyla tanıştık :) Arabayla bir yer ararken yolda durup sorduğumuz kadın, öyle tatlı çıktı ki bizimle Los Angeles hakkında bir sürü güzel bilgi paylaştı hatta Streisand'ın evini de o tarif etti. Onu da dışardan gördük ama kocaman bir kapı ve ağaçlar bize çok da bir ipucu vermedi :)
Malibunun upuzun beyaz ince kumlu sahilleri var, okyanus çok dalgalı ve daha çok sörfçülerin tercihi :) Ama sahilde oturmak, okyanusu seyretmek, güneşin batışını izlemek de çok keyifliydi. Biz Zuma Beach'e gittik, Batı Malibu'da. Güneşi batırdıktan sonra istikamet Las Vegas'tı...


Los Angeles ile ilgili genel izlenimlerim: çok çük lüks evler, caddeler, mağazalar görebileceğiniz ve bunu tam bir uyum içinde sunan bir yer. Oraya gittiğimde Türkiye'deki lüks anlayışının LA'den gelmiş olabileceğini düşündüm, ve aslında bazı yerler sadece trendleri takip ederken, bazılarının ise trendleri yarattığını orda daha iyi anladım. Los Angeles, barındırdığı film endüstrisinin de yardımı ile tüm dünyaya kendi trendlerini benimseten bir şehir. Ama bir yandan da şehrin bazı bölgeleri çoğunlukla meksikalıların yaşadığı daha fakir mahalleler. Yinede gezdiğimiz mekanlardan edindiğim izlenim, insanların oldukça rahat olduğu. Havanın sıcak oluşu mu yoksa plajların yakınlığı mı bilinmez ama bir sebepten insanlar daha tatil havasındalar sanki, ya da ben öyle hissettim. Ben bu rahatlığı sevdim, insanın içini açan bir hali var. Dümdüz, upuzun caddeler boyunca upuzun palmiye ağaçları, bir yandan Beverly Hills tepelerindeki kıvrımlı yollar etrafındaki dudak uçuklatan evler, malikaneler, diğer yandan okyanus ve bir sürü plaj... Tüm bunlar hep çok güzel sahneler, LA deyince gözümde canlanan.
Yazıyı bitirirken Los Angeles'a veda ediyormuşum gibi geldi :) Tekrar dönmek, tekrar gezmek, yaşamak, tadmak dileğiyle ...


LA 2. Gün

LA deki 2. günümüze, Hollywood yazısını görmeye giderek başladık. Hollywood yazısına ulaşmak mümkün değil, ama sehrin değişik sokaklarından yazıyı görmek mümkün. Mulholland Drive ve Griffith Observatory en cok önerilen noktalardan bazıları. Biz de Hollywood yazısıyla fotograf çektirdikten sonra, Venice Beach'e gittik. Pazar günü olduğu için plaj cok kalabalıktı. Venice Beach'in plaja yakın kısımlarında Venedik gibi kanallar var. Plaj geniş, güzel bir kumu var. Sahilde ufak cok sayıda dükkan var, oldukça hareketli bir bölge, sokak dansçıları, kaykaycilar, haftasonu LA dekilerin en cok gittiği yerlerden biri... Sahilde bir gün geçirmek icin güzel bir yer, ama okyanustan bizim Ege kıyıları gibi cok girilesi degil, plaj güzel, manzara güzel ama deniz dalgalı, sörfçüler icin daha uygun :)
Venice Beach'ten sonraki durağımız Cirque du Soleil'in Iris gösterisiydi. Bu gosteriyi bi arkadaşımın tavsiye etti ve biz de biletleri gitmeden internetten aldık. Kesinlikle mükemmel bir gösteriydi, çıkışta hepimiz büyülemiştik. İris sinema tarihini anlatan bir gösteri, bir yandan etkileyici görsel showlar bir yandan da inanılmaz akrobatik haraketler. Hepimizin ağzı acik kaldı. Oscar törenlerinin yapıldığı eski adıyla Kodak Theatre, şimdiki adıyla ise Dolby Theatre da hergün oynuyor, yani oranın kalıcı showu, biletleri Cirque du Soleil'in anasayfasından alabilirsiniz.
Gösteri çıkışı son durağımız Cheese Cake Factory idi. Türkiye'ye de açılmasını 4 gözle beklediğimiz mekan sadece cheesecake yapmıyor, menüsünde yemek de var, ancak cheesecake'ler müthiş!! Ben red velvet cheesecake yedim, dikkat çok büyük :)